Çinli Kadınların Çin Toplumundaki Yeri

Çin son on yıldır başdöndürücü hızla büyüyen bir ülke. Her geçen yıl daha fazla gelişen ve kalkınan Çin’in bu atılımında hiç kuşku yok ki Çinli kadınlar çok büyük bir paya sahip.

Çin’de kadınların işgücüne katılımı Dünya ortalamasının çok üstünde. Diyebilirim ki Çin’de Çinli kadınlar bir yanda modern Dünya’nın tadını çıkarırken aynı zamanda 5000 yıllık Çin geleneklerinin bir parçası olmayı devam ettiriyorlar.

Kadın Nüfusu

Çin, 1 milyar 300 milyonu aşkın nüfusu ile Dünya’nın en kalabalık ülkesi. Bu nüfusun %48.6’sını kadınlar oluşturuyor. Kadın sayısının diğer ülkelere oranla kısmen daha az seviyede olmasının nedeni, geleneklerden dolayı kız çocuğu istemeyen ailelerin hamilelik dönemlerinde bebeklerini aldırması.

Modern Dünya’nın bir parçası olmak isteyen bir ülke için kabul edilemeyecek bu durumun önüne geçebilmek amacıyla, Çin genelinde hastanelerin ailelere hamilelik döneminde bebeklerin cinsiyetini söylemesi yasaklanmış durumda. Uygulama başarılı olmuş olacak ki, Çin’in en gelişmiş eyaletlerinde bazı şehirlerde kadın nüfusu erkek nüfusunu geçmeye başladı.

Çin’de kırk yılı aşkın bir süre boyunca çok sıkı bir şekilde uygulanan tek çocuk politikasının 2016 yılından itibaren ” 2 çocuk politikası” olarak değiştirlmesinin ardından Çinli kadınların ikinci çocuk sahibi olmaya genel olarak sıcak baktığını söyleyebilirim.

Geleneksel düşünce toplumu erkek çocuk sahibi olmaya itse de, maddi açıdan konuya yaklaşan Çinliler kız çocuğa sahip olmanın daha doğru olduğunu düşünüyor. Bu kişilerin akıllarına ilk gelen, çocuklarının evlilik çağında yapmaları gerekecek masraflar.

Çin geleneklerine göre, evlenmeden önce erkek tarafının ev almış olması gerekiyor. Bu nedenle birçok Çinli aile şakayla karışık da olsa kız evlada sahip olmanın kendilerini önemli bir masraftan kurtardığına inanıyor.

Evlilik ve Annelik

Modern yaşamın etkisiyle evlenme yaşı büyüme eğiliminde. 2000 yılında Çinli genç kızlar için ortalama evlilik yaşı 23 iken, bu yaş 2013 yılına gelindiğinde 24’e çıkmış. İlerleyen yıllarda bu sayının daha da büyümesi muhteme.

Kariyer yapmak isteyen kadınlar çocuk sahibi olmaya karşı biraz daha temkinli davransa da, aileleriyle aynı şehirde yaşayan kadınlar için çocuk sahibi olmak onların kariyer planlarında olumsuz bir etki yapmıyor. Modern Çin’de torunların büyük bir kısmı gündüzleri, hatta bazen ayları anneanne, babaanne ve dedeleri ile geçiriyor.

Çin’de 25 ile 34 yaş arası çalışan kadınların %72’sinin altı yaşından daha küçük çocuğu bulunuyor.

Erkek egemen Çin geleneklerini günümüzde de uygulamaya çalışan Çinli erkekler, eşlerinin kendilerinden daha bilgili ve daha eğitimli olmalarına çok sıcak bakmıyorlar. Bu durum nedeniyle yüksek lisans ve üzeri eğitim almış kadınların yaklaşık %50’si bekar olarak yaşamlarını devam ettiriyor. Bu oran aynı konumdaki erkeklere oranla %10 daha fazla.

Eğitim

Çin’de kız çocuklarının okutulma oranı çok yüksek seviyelerde. Şehirleşmenin bulunduğu yerlerde kız çocuklarının neredeyse tamamı en az lise mezunu olana kadar eğitimlerine devam ediyorlar. Üniversiteye devam eden kızların oranı da azımsanmayacak kadar yüksek oranda.

Çin’de 2014 yılı itibariyle üniversitelerden mezun öğrencilerin %51.1’ini kız öğrenciler oluşturdu. Yüksek lisans ve üstü programlardan mezun olan öğrencilerin de %51’i kız. Bu da ilerleyen yıllarda Çin’de işgücüne katılan kadınların, özellikle de üniversite mezunu kadınların oranının artacağı anlamına geliyor.

Üniversite yılları, birçok Çinli genç kız için modayı takip etmeye başlama yılları. Genç kızlar kendilerine uygun gördükleri her türlü kıyafeti bugünün Çin’inde çok rahat bir şekilde giyebiliyorlar

. Giydiği kıyafetten dolayı taciz, tecavüz gibi travmatik olaylara maruz kalan kızların sayısı yok denecek kadar az. Bu nedenle çoğu Çin şehrinde genç kızlar günün her saati korkmadan, güvenle sokakta yürüyebiliyor.

İşgücü

Çin bugün bu kadar hızlı kalkınıyorsa hiç kuşkusuz bu kalkınmada kadınların rolü büyük. Zira Çinli kadınların %63.3’ü çalışarak Çin’in işgücüne katkıda bulunuyor. Bu oran Dünya’daki ülkelerin çoğundan daha ileri seviyede ki bu oranın büyüklüğü yazının başında da belirttiğim gibi Çin’in hızlı kalkınmasındaki en büyük etkenlerden biri.

İş başvurusunda bulunan kadınlar zaman zaman ister istemez cinsiyet ayrımcılığına maruz kalabiliyor. Firmalar çeşitli nedenlerden dolayı ilk olarak erkek adayları tercih etmek istiyor. Eğer kadın çalışanlara ihtiyaçları varsa firmaların ilk tercihi çocuğu olan kadınlar.

Çocuğu olmayan, hatta evlenmemiş olan bir kadını işe alma fikri, o kadının günün birinde evlenip, çocuk sahip olup işten 4-5 ay uzak kalacak olma ihtimali nedeniyle firmaları düşündürüyor.

Bir firmada çalışan bir kadının hamile kalmasının ardından işten çıkarılması Çin’de yasak. Firma, bebeğin doğumundan kadın çalışanın dört ay sonra işe döneceği zamana kadar maaşını da vermek zorunda. İş başvuruları reddedilen kadınların %75’i bu durumun evli veya çocuk sahibi olmadıklarından kaynaklandığını düşünüyor.

Çin’de kadınlar iş gücüne neredeyse erkekler kadar katkıda bulunuyor olsa da, maaşlar konusunda erkekler ile kadınlar arasında geleneklerin etkisini hissetmek mümkün. Öyle ki yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, erkeklere oranla ortalama %35 daha az maaş alıyor. Bu oran şehir merkezlerinde biraz daha az olsa da, kırsal kesimlerde %44’e kadar çıkabiliyor.

Mavi yaka olarak da tabir edilen fabrika işçisi kadınlar için emekli olma yaşı 50. Bu sayı beyaz yakalı çalıanlar için 55. Üniversite profesörü gibi özel kategoriye giren kadınlar ise emekli olmak için 60 yaşını beklemek durumunda.

Liderlik

Çinli kadınlar iş gücüne büyük katkı sağlasa da firma sahipleri ve müdürler açısından bakıldığında doğu kültürünün etkilerini hissetmek mümkün. Çin’deki firmaların üst düzey yöneticilerinin sadece %17’sini kadınlar oluşturuyor. CEO düzeyindeki liderlerin is yalnızca %3.2’si kadın.


Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top